Kamu işçilerinden KÇP taslağı değerlendirmesi: İşçiler olarak sürece müdahale etmeliyiz

Andaç Aydın Arıduru
andacaydinariduru@gmail.com

Türk-İş ve Hak-İş genel başkan yardımcılarının “uzlaşısı” ile hazırlanan kamu çerçeve protokolü (KÇP) taslağı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına sunuldu. Hazırlanan taslak hakkında basına sızdırılan zam oranları ve günlük brüt maaş talepleri bakanlıkta paylaşılan taslağa yansımadı. Konfederasyonlar, hazırladıkları taslakla en düşük günlük brüt ücretin 1800 TL’ye çekilmesi ve ücrete ilk 6 ayda yüzde 50 oranında zam talep ediyor. Çıplak ücretlere her kıdem yılı için günlük net 15 TL talep edildi. Zamlı ücretlerin vergi dilimlerinde yüzde 15’ten fazla kesintiye tabii olacak kısmının ise işçilerin bağlı oldukları kurumlarca karşılanması talep edilmekte.

Kamuda 35 bin TL net ücret alan bir işçinin günlük brüt ücreti 1500 TL civarında. Brüt çıplak ücretler zam talebinin aynen kabul edilmesi halinde günlük 2 bin 700 TL civarına aylık olarak ise 54 bin TL civarına yükselecek. İşçiler böylece sosyal hakları ve ikramiye ve ek ödemeler de eklendiğinde mart ayında yüzde 20’lik vergi dilimine girmiş olacaklar.

En yüksek zam yan haklar için

Taslakta en çok zam sosyal haklar, bayram ve ikramiye ödemeleri için talep edildi. Farklı iş kollarından kamu işçileri bu yöntemle yapılan zamların kök ücretlerine yansımaması nedeniyle emekli aylıkları ve kıdem tazminatlarına kayıp yaratacak şekilde yansıyacağını belirtiyor.

Türk Harb-İş üyesi bir tersane işçisi talep edilen zam oranlarıyla ancak yoksulluk sınırını geçecek şekilde oluşturulan KÇP taslağına, “Hem emekliliğimizden çalacaklar, hem de bizi yine birkaç ay içinde yoksulluk sınırının altında bırakacaklar. Benim çıplak ücretim üzerinden yüzde 10 refah payı zammı talep ediyorsun ikinci altıncı ay ve sonrası için. 55 bin lira maaş aldığımda 5 bin TL ile refah payı oluyorsa tüm sendikacılara da 5 bin TL verelim en düşük işçi maaşının üstüne refah içinde yaşasınlar” ifadeleriyle tepki gösterdi.

İşçi pazarlık süreci boyunca Türk-İş ve Hak-İş’in en azından belirlenen taslaktan bir adım dahi geri adım atmamaları gerektiğini ve tüm işçilerin zam talebi etrafında ses getirecek eylemlere geçmesi gerektiğini belirtiyor.

Kamuda başlayacak toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmeleri boyunca çıta niteliğindeki KÇP’de taleplerin baskılandığını düşünen Türk Sağlık-İş üyesi bir başka işçi ise, “TİS görüşmeleri öncesinde de bizim taleplerimi almadan ücret zammını en düşük seviyede tutup sosyal haklarla işçinin gününü kurtarmasına yok açan bu sendikacılara karşı talepleri hatırlatmak lazım. Aldığımız ücretleri iki yıl öncesine göre enflasyona endeksleyip önümüze getiriyorlar. Biz sessiz kaldıkça ya da sadece memnuniyetsiz olduğumuzu söyledikçe sözleşmeyi bizden önce bakanlık görür. Bizim yerimize imzayı da onlar atar” dedi.

Demiryol-İş üyesi bir işçi ise taslak metninin en kısa maddelerinden olan vergi dilimlerinin işçiler için yüzde 15 ile sabitlenmesi talebine, “Bugün kamu işçileri üçüncü aydan vergi dilimine giriyor. Ama ücret zammı ihtiyacı kredi borcunu krediyle kapatan bütün kredi kartları patlak olan kamu işçileri için birinci sırada. Sendikacıların ‘Şimşek programının elini bükemeyeceğim’ diyerek hazırladıkları bu taslaktan TİS süreçlerinde sendikaların insan gibi geçinilecek bir ücret için dişe diş bir mücadele vermesi gerekeceği mesajını alıyoruz. Vergide de ücret zamlarında da taleplerimiz taslakta yazan talepleri aşıyor. Gelecek iki yıl için kısmı zamları, geleceğimizden çalınması pahasına kabul etmeyeceğimizin bilinmesi gerekiyor. Yüzde 290 zam istedik diye bizim gözümüzü boyamaya çalışırlarken, sendikacılar artık gelip bize, ‘KÇP var TİS için bizim elimiz kolumuz bağlı’ diyemezler. Bize Şimşek programının zamlarını dayatmalarını istemiyorsak artık kamu işçileri TİS’lerde sürece müdahale etmeli” değerlendirmesinde bulundu.